Mağaracılıkta Daha Kıdemliyim

Mağaracılıkta Daha Kıdemliyim

Dr. Birhan Altay, doğa sporlarının az bilinen ve en tehlikeli olanlarından biriyle uğraşıyor. Tutkuyla ve büyük bir enerjiyle bahsediyor mağaralardan ve hayatında önemli bir yer tutan mağaracılık serüveninden.

Macerayı Sevmek, Risk Almak Mıdır?

Mağaracılık, doğa sporları içerisinde en zorlarından biri. Doğayı ve macerayı seviyorsanız orada olursunuz. Macerayı sevmek ve doğada birtakım aktivitelerde bulunmak ille de riskli davranışlarda bulunmak ve bundan haz almak değil aslında. Yani bu iş riski yüksek olabilecek davranışları en güvenilir şekilde ve disipline bir biçimde yapmayı gerektiriyor. Zaman içerisinde mağaracılık biraz yaşam biçimim de oldu. Ben 25 senelik mağaracıyım, 20 senelik de doktorum. Yani mağaracılıkta daha kıdemliyim.

Hekim Olmak Bir Kolaylık Sağlıyor Mu?

Sanırım sağlıyor. Bir de hekim olarak olaylara bütünlüklü bir bakışımız vardır ya. Doğada sorunları çözmek, işlerin bir disiplinle yürümesini sağlamak, zorlukların üstesinden gelmek biraz daha kolay oluyor belki de. Bir de diğer insanlar daha rahat ve güvende hissediyorlar kendilerini bu anlamda. Ankara grubu içinde aramızda çok hekim vardır. Bizim neredeyse en aktif grubumuz hekimlerden oluşur.

Mağaracılık, Aktiviteler Hayatınızda Ne Sıklıkla Yer Tutuyor Şu Aralar, Neler Hissettiriyor?

En son bir ay önce aktivitedeydik. 15 günde bir olduğu da olur. Yıllık izinlerimi mağaralarda geçiririm çoğunlukla. Yılbaşı partini örneğin mağara içinde geçirmek gibi heyecanımız olabiliyor. Rahatlatan, dinçleştiren bir ortam, orada fiziksel aktivite yaparak yoruluyorsunuz belki ama zihnen dinlenmiş oluyorsunuz. Ben yatarak uyuyarak dinlenemiyorum. Ağırlıkla yürürsem, keşfedebilirsem, zorluklarla mücadele edip ter atabilirsem iyi hissediyorum kendimi.

İçerisi Nasıl Bir Ortam?

Çok karanlık, zifiri karanlık ve ışığı absorbe eden bir ortam. Işık kaynağı kullanmanız gerekiyor. Ve tabii ki soğuk. Mağaraların sadece su aktivitesiyle oluşmuş boşluklar olmadığını düşünmek lazım. Mağaralar aynı zamanda su aktivitesinin yavaşladığı hatta su aktivitesinin durduğu zamanlarda çok kristallenir ve damla taşları dediğimiz sarkıtlar, dikitler, duvar damla taşları ve onların çok değişik kristallenmeleri olur. Değişik renklerde ve şekillerde birçok oluşum görürsünüz. İçerisi zorludur, bazen ilerlemenize olanak vermeyen yerlerde patlatarak yeni galeriler açarak ilerlemeniz gerekebilir, ya da galerilerinin devam ettiği boşluğa doğru dalarak geçmeniz gereken su dolu alanlar olabilir.

İçeride Ne Kadar Kalıyorsunuz?

Çok değişir. Biz keşif ve araştırma için gidiyoruz ve mağara haritaları çıkarıyoruz. Bu bir ön keşifse birkaç saat de sürebilir 12 saat, 72 saat içeride kaldığımız da olabilir. Daha sonra mağaranın sınırlarına ulaşmanız onlarca sene de alabilir. Bir de doğa koşulları sizin oraya girmenize belli dönemlerde izin veriyor. Mesela karların eridiği dönemlerde su giren ve su çıkan mağaralara girilmez. Bunlar çok riskli olur. Ama bir araştırmaya gittiğinizde tabii ki bunların hepsinin olabileceğini hesaba katmak gerekir. Ama kimi mağaralar var ki su aktivitesi yok, zamanında olmuş şimdi sadece boşluk halinde oluyor, oralara bütün dönemlerde yaz-kış girebiliyorsunuz, aktivitelerinizi ona göre ayarlayabiliyorsunuz.

Olumsuzluklarla Karşılaşıyor Musunuz?

Olumsuz şeyler oluyor tabii. En kötüsü iki arkadaşımızı kaybettik. Henüz deneyimleri yeterli değilken girmemeleri gereken yerden giriş yaptılar ve suya düşerek yaşamlarını kaybettiler. Bu çok uç bir örnek tabii. Bunun dışında bilmediğimiz bir ortamda keşif yaparken tuttuğumuz bir kayanın kopmasıyla 6 metreden, 10 metreden düştüğümüz oldu. Düşmeler sık olur. Bir de zorlanmaya bağlı kas ağrıları.

Çalıştığınız Çevrede Doktorların ya da Hastaların Bakışı Nasıl?

Bilenler var tabii. Hastalar içerisinden de duyanlar oluyor. Bazen de yöreye göre soruyorum, bilgi almaya çalışıyorum. Yani, köyünde, mahallesinde, çobanlık yaptığı yerde, efendime söyleyeyim işte dağlarda bulunan insanlarsa veyahut da meslek olarak jeologsa, askerse... Bu gibi insanlardan hep bilgi almaya çalışıyoruz, arazide bulunan insanlardan.

Eşinizin, Yakınlarınızın Tepkisi Nasıl?

Alıştılar, anlayışla karşılıyorlar. Eşimi de dahil etmek istedim. İki mağaraya sokabildim onu ancak. Zaten kapalı alandan hoşlanmıyordu, bir de yarasalı bir mağaraya götürdüm. Oradan basbayağı bir tedirginliği oldu.

Doğa Sporlarına İlgim Üniversitede Başladı

Ankara Tıp Fakültesi 1987 mezunuyum. Üniversitede öğrenciyken başladı doğa sporlarına ilgim. katıldığım geziler sırasında Ankara Mağara Araştırma Derneğinden arkadaşlarla tanıştım ve derneğe üye oldum. Tıp fakültesinde öğrenciyken imkanlarımızı zorlayarak devam ettik. Para olmadığı için malzeme de alamıyorduk çoğu zaman. Çoğunu kendimiz üretirdik ya da ödünç alırdık. Çoğu aktiviteye otostopla giderdik üstelik. Velhasıl böyle malzemesiz, donanımsız hatta bir de eğitimsiz, sadece o işten ve o ortamda bulunmaktan hoşlanarak uğraştığımız bir dönem geçti. Sonra sonra gelişti tabii; eğitim aldık, yabancılarla işbirliğimiz oldu, kendimizi geliştirdik. Böyle girdi hayatıma mağaracılık. Hala derneğin aktif bir üyesiyim.

Paylaş Facebook Twitter E-Mail Whatsapp