Karpiti Uyandırın!
Karpiti uyandırın! Faysal biliyor!
İlk defa bir insanla konuşamadığım, tanıyamadığım için çok üzgünüm, çok pişmanım. Dernekte geçirdiğim 5 yıl içinde adını sıkça duyduğum, birkaç kere toplantıda ve genel kurulda gördüğüm bir insandı Faysal İlhan. Fakat dernek üyelerinde derin izleri vardı belli ki. Bir şekilde konularda, anılarda ismi geçer, görüşü söylenirdi. Acaba nasıldır şimdi, bir ara görmeye mi gitsek veya ne zaman gelecek diye anımsanırdı toplantılarında, dışarda kokoreç keyiflerinde veya yılbaşlarında.
Nasıl bir adamdı ki bu Faysal İlhan dedikleri? Tanıdığım, deneyimi ve yaşı benden kat be kat fazla abilerim ablalarım böyle içten heyecanla ve hevesle söylerdi adını. Ne yapmıştı bu adam? Yıllar öncesine ait birkaç fotoğrafını paylaşıp gösterip anılarından bahsederlerdi. Öyle ya, ya çok zor bir hayatı vardı ya da ermişti ki bu kadar insanın sevgisini saygısını kazanmıştı.
Mağaracılar, duygusal insanlardır, artık eskisi kadar gidemesem de o nemli yerlere, bende bıraktığı hayat tecrübelerini ve karakterimi nasıl şekillendirdiğini çok iyi bilirim. Bu insanlar sevmeseler, o karanlık, izbe, soğuktan af edersiniz hacet bile yapamadığınız ya da kan ter içinde kalacağınız kadar sıcak olan bölgelerde bulunan, kuşun uçmaya tenezzül etmediği yerlere gitmezler, kaba etleri yağ bağlayarak sıcak evlerinde oturmayı tercih ederlerdi. İşte bu yerlere mağaracı denilen insanlar, hem kendi canının hem de ekip arkadaşının sorumluluğunu üstlenir ve yok mu daha gelen diyerek saate bakmaksızın yola koyulurlar. Şimdi, işlem prosedürü vicdan, sorumluluk, biraz eksik tahtalık, bir dirhem keşfetme heyecanı, bir miktar ateş başı goygoy merakı, karpit kokusu hasreti, kaya arkası hacet giderme dürtüsü ile işlemektedir. Hah işte bu insanlar Faysal Abi’ de bunlardan fazlasını bulmuş olacak ki bu kadar özlem ve o Faysal derken yüzlerinde ki hani bir insanın adını anarken garip yüz ifadesi olur ya, aklına bir şey gelir de gülmek istermiş gibi ya da yaşadığı sıkıntıyı biliyormuş da içi acıyormuş gibi veya ne söylediğiyse o karanlık, soğuk, ıslak mağaranın dibinde o aklına gelmiş gibi bir ifade takınır.
Faysal Abi, hiç tanımadığın bana bile öğrettiğin bir şey var. Git, konuş, öğren, bil, sev, dinle, gül, bir daha birini tanımadığın için pişman olma. Tulga, Havva, Vedat, Emrah, Hakan, Apple, Ömer, Maho, Handan, Gülfem, Elif, Baturay, Birhan, Musti ve adını duyup hiç görmediklerim, hepiniz, sizlerle ateş başı sohbet etmeden, aga neden mağara geyiğini yapmadan, yetmedi mi daha demeden, bir kere olsun birbirimizde güzel bir anı bırakmadan ölmeyelim emi. Dernekte bir kişi, her hafta, herkes biliyor olmasına rağmen, bıkmadan, karpiti uyandırın diye hatırlatıyor. Karpiti uyandırın! Faysal biliyor!
PINAR YILDIZ