Ejder ve Ilgarini Mağaraları Proje Faaliyeti
Derneğimiz üyeleri tarafından gerçekleştirilen bir proje kapsamında Ejder ve Ilgarini Mağaraları'nı Kasım ayında ziyaret ettik. Çok eğlencceli bir hafta sonu faaliyetini geride bırakmış olduk.
22.11.2019 Cuma günü Gökhan Eren ÇANKAYA, Ertuğrul KULAKSIZOĞLU ve ben (Pehlil KARAGÖZ) 17:00’de dernekte (Mağara Araştırma Derneği) buluştuk ve gerekli malzemeleri hazırlamaya başladık. Sonrasında Rabia ULUDAĞ (Robin), Mustafa ÖZKILIÇ, Burak GEZER, Murat GEZER(Gezer Bros), Tarkan YORULMAZ, Haluk YURDAKUL, Mert ELVERİCİ bize katıldı. Daha sonra malzemeleri binanın otoparkına indirdik. Biraz erken aşağı indiğimiz için yaklaşık yarım saat servis şoförümüz Yalçın KAYA’nın gelmesini bekledik. Aracın gelmesinin ardından malzemeleri yükleyip saat 20:00’de yola koyulduk. Özge TUTAR işinden kaynaklı biraz geç kalmıştı. Bu yüzden onu 20:30’da yol üzerinden aldık. Herkes işten geldiği için çok acıkmıştık. Kızılcahamam’da çorba içmeye karar verdik. Çorba içeceğimiz yere geldiğimizde çorbalarımızı içtik ve arkasından tatlı siparişlerini verdik. Ama Murat’ın pilav ve Robin’in pilav üstü kavurma sipariş vermesi yemek sıralaması konusunda ufkumuzu baya genişletti. (Bu arada Robin aynı sıralamayı dönüşte de devam ettirdi ?) 21:30 gibi tekrar yola çıktık. Yolda kısa bir bir molanın ardından 23.11.2019 - 01:20 ‘de Ilıca’da bulunan Park Ilıca Turizm tesisine ulaştık ve ikişerli olarak odalara geçtik. Tahmin ediyorum ilk 10 dakikada herkes uyudu.
Sabah 7:30’da kahvaltı için kalktık. Soba başında çok güzel bir kahvaltı yaptık. Bu sırada rehberimiz İlker bey yanımıza geldi. Kahvaltının ardından hazırlıkları yapıp 09:00 ‘ da Küre Dağları Milli Parkına doğru hareket ettik.(Söylemeden geçemeyeceğim Haluk ve Mustafa araca ellerinde çay ile gelmişlerdi, araç hareket ettiğinde Mustafa tekrardan çay almak istedi ama şoförümüz Yalçın hızlıca çıkış yaptığı bu pek mümkün olmadı) Yaklaşık 1 saatlik yolculuğun ardından 10:15’ de yürüyüşe başlayacağımız yere geldik. Hazırlıkları tamamlayıp (fotoğraf çektirmeyi de unutmadık tabiki ?) 10:40’ ta yürüyüşe başladık. Burada kısaca yürüyüş rotasından bahsetmek istiyorum. Doğa yürüyüşü yapmak isteyenler için çok güzel bir rota. Ağaçlar arasında ilerleyen birçok iniş ve çıkıştan oluşan bir patikadan ilerliyorsunuz. Manzara mükemmel, doğa ile iç içe bir güzergah. Buranın bence en güzel yanı Milli Parklar Müdürlüğü’nün yaptırdığı güzergahtaki zor geçişlerdeki merdiven ve tahta platformlardı. Yürüyüşü çok kolaylaştırıyor. 2,5 saatlik yürüyüşün ardından ilk olarak gireceğimiz mağara olan Ilgarini’ne ulaştık. Mağaraya giriş için hazırlıkları yaptıktan sonra araçta kararlaştırılan ekiplere ayrıldık. İlk olarak Mustafa ve Eren hat döşemek için mağaranın soldaki dikey bölümüne girdiler. Mert, Özge, Tarkan ve Robin bu mağaranın canlı popülasyonu ile alakalı araştırmaya başladılar. Ertuğrul, Burak, Murat ve ben de fotoğraf ekibini oluşturduk. Tam yeri gelmişken bu benim ilk mağara deneyimim ve Ertuğrul’un çektiği bir fotoğrafta sanki buranın ağası benmişim gibi çıkmışım.(Kapak fotoğrafı) Sanki ilk kez mağara gelmiyorum da 40 yıllık mağaracı gibiyim?. Daha Sonra Mustafa ve Eren’in döşemiş olduğu hatta, mağaranın dikey kısmına geçmek için diğer bölüme girdik. Pek çaktırmasam da oraya girerken tam bir duygu karmaşası yaşadım. Çok heyecanlıydım ama bir o kadar da korkuyordum. İlk kez bir dikey mağara deneyimi için ilerlerken Maho(Muharrem SAMUK)’un bana verdiği eğitim ve dikkat etmemi söylediği şeyler sürekli aklımda tekrarlanıyordu. İlk istasyonun olduğu yerde Mustafa ve Eren den haber gelmesi için bir süre beklememiz gerekti. Onları beklerken iniş için hazırlıklara başladık. Sonrasında Mustafa geldi ve Mert ilk olarak aşağıya indi. Sonra ikinci istasyonun olduğu yere kadar Robin gitti. Artık sıra bana geldi. İpe girdiğimde nasıl oldu bilmiyorum ama bütün korku gitti ve sadece merak kaldı. Daha sonra Robin’in talimatlarını dinleyerek aşağı inmeye başladım. En son istasyona gelene kadar pek sorun yaşamadım. Son istasyona geldiğimde galiba delirmiş olmalıyım ne işim var burada diye düşündüm. Biraz da panikledim. Ama aşağıya yavaş yavaş inmeye başladığımda etrafımdaki o muhteşem manzarayı izlerken sakinleştim ve kendimi çok iyi hissettim. (Bu his gerçekten harika. Kapalı alanlardan korkmayan herkesin hayatında en az bir kerede olsa deneyimlemesi gerektiğini düşünüyorum.) Ertuğrul’un da aşağıya gelmesinden sonra ikimiz mağaranın derinliklerine doğru ilerleme başladık. Burada komik olan şey bir türlü ayaklarımızın üzerinde ilerlemememizdi. Kaya kaya mağaran en sonuna ulaştığımızda 6 kişiydik. Burada bir süre fotoğraf çekimi, jeolojik örnekler ve canlı popülasyonu hakkında inceleme yaptıktan sonra dönüşe başladık. İlk olarak Mert daha sonra da ben dışarı çıktık. Çıkışta inişe göre daha rahattım. Diğer 4 kişinin mağaradan çıkmasını beklerken ateş etrafında ısınan arkadaşların yanına gittim. Tam bugünkü macera bitti derken mağaranın girişinden bir ses geldi ve hemen peşinde 2 kişi yanımıza geldi. Akşamüzeri 19:00 gibi şoförümüze haber verilmesine rağmen tahmin ediyorum bir yanlış anlaşılma sonucu neredeyse ilçedeki herkes ayaklanmış. Belediye ve Valiliktekiler, jandarma herkes bizi arıyormuş. Bu sırada diğer 4 kişide mağaradan çıktı. 23:00’te artık mağaradaki herkes çıktı ve dönüş için hazırladık ve yola koyulduk. Servise ulaştığımızda jandarma bizi bekliyordu. Herkesin kimlik kontrollerini yaptılar ve sonrasında dönüşe geçtik. Saat 02:30 da konaklama yerimize ulaştık ve hepimiz yorgun olduğumuz için odalara dağıldık.
Ertesi sabah 08:30 ile 9:30 arasında kahvaltı yaptık ve 10:00 da Ejder mağarası için yola çıktık.1 saat 15 dakikalık araç yolculuğunun ardından bir önceki gün yürüyüşe başladığımız aynı yere geldik. Yaklaşık 1 saatlik yürüyüşün ardından Ejder mağarasına ulaştık. Saat 01:00 gibi Mustafa ve Eren iniş için ilk hattı hazırladı. Daha sonra Tarkan, Mustafa ve Eren mağaranın diğer girişi için yeni hat döşemeye gittiler. Bu sırada Robin, Mert, Özge iniş hazırlıklarını yaptılar. Ertuğrul, Murat ve Burak Mağara girişinin görüntülerini dronla çektiler. İlk olarak Özge aşağıya indi. Sonrasında da Robin indi. Diğer girişteki hattı Mustafa döşedikten sonra o da aşağıya indi. Ejder Mağarası’na toplamda 3 kişi indi. Ekibin geri kalanları mağaranın dışında araştırma yaptı. Mağaranın içindeki arkadaşlarımız buranın jeolojik yapısı ve orada bulunan canlılarla alakalı inceleme yapıp örnekler aldılar. Mağarada yaklaşık 3 saat kaldıktan sonra çıkışa geçtiler. İlk olarak Robin çıktı ve çıkış 16 dakika sürdü. Peşinden Mustafa da çıktı (yaklaşık 10 dakikada). Onların peşinden Özge çıktı. Özge’nin çıkışı biraz uzun sürdü ve Özge’nin kaskındaki lambanın pili bittiği için ipin yarıya yakın kısmını karanlıkta çıkmak zorunda kaldı. Saat 19:00’da dönüş için hazırlanıp servisedoğru yola koyulduk. Malzemeleri servise yerleştirdikten sonra 20:30 da Ankara’ya doğru dönüşe geçtik. Safranbolu’da yemek molasının ardından gece 02:45 dernek binasının önüne ulaştık. Bütün malzemeleri derneğe çıkarttıktan sonra 03:00 te evlerimize gitmek üzere oradan ayrıldık ve yorucu olduğu kadar da çok keyifli bir faaliyetin sonuna geldik.