Yeni Bir Turizm Projesi; TULUNTAŞ MAĞARASI (22 OCAK 2023)
İNCELEME GEZİ GÜNCESİ
Bir Tuluntaş Köylü hastamın paylaşımı ve anlatımları sonrası, o bölgede antik dönemde Şarap üretimhanesi (Şarap İşliği) bulunduğu ve kalıntılarına dair görüntüleri paylaşması sonrası, bu görüntü ve duyumları 6 Eylül 2022 günü paylaşmıştım.
Bu aradaki görüşmelerimiz sonrasında, K. Hakan, Elif, Güldane ve Hilmi’den oluşan bir ekibimiz, Gölbaşı Belediye Başkanı ile görüşüp, mağarada yapılanları inceleme gezisi yapmışlar, tam da bu bilgiyi 27 Aralık 2022 günü “Tuluntaş’ın turizme açılmasına dair bir girişimde bulunan, bağlantı kuran ya da görüşen var mı?” diye sorduğumda.
Tuluntaş Mağarası Turizm Proje Planı
Tuluntaş Rekreasyon Alanı Dron Görüntüsü
16 Ocak 2023 günü Baturay’ın instagram’dan yakaladığı görüntüleri ve bizim dışımızdaki yazışmaları paylaşması üzerine de hemen haftasonunda bir yerinde görelim isteği oluştu. 17 Ocak günü bunu grubumuzla paylaşınca 22 Ocak 2023 gününe inceleme gezisi planladık. Saat 12.30 da MAD evinden, Birhan, Ferhat, Ercan, Bilge ve Kübra’dan oluşan ekip, saat 12.56 da orada K. Hakan ile buluşarak incelemeleri yaptık. İncelememiz sırasında rastlantı eseri, orada T24 ve 24 Saat Gazeteleri muhabiri ile karşılaşmak, görüş ve önerilerimizi ifade edip yayabilmek için, ayrı bir fırsat elde etmiş olduk.
-İnceleme Ekibimiz; Ferhat, Bilge,Birhan,Ercan,Kübra ve Foto K.Hakan
Tuluntaş Mağarası, Ankara ili, Gölbaşı ilçesine bağlı İncek, Hacılar ve Tuluntaş Köyleri arasında Karayatak Mevkii’nde, yaklaşık 250 Milyon yıl öncesine ait kireçtaşları içinde bulunmaktadır. MTA ve MAD ekibi birlikteliğinde ölçümleyip, haritalanmıştık. Buna göre mağara, kollarıyla beraber toplam uzunluğu 549 metre, derinliği ise -10; +5 metre arasında, 1200 m rakımdadır.
1992 yılında Ankara Çevreyolu yapımı için taş alınan ocakta patlatmalar ve malzeme alımı sırasında ortaya çıkıp, Hürriyet Gazetesine düşmesinden sonra hemen araştırmış; zamanın Tabiat Varlıkları Genel Müdürünü de dahil ederek, aktif şantiye alanında işi durdurup, şantiyenin burada işine son verilmesini sağlamış; MTA ile birlikte ölçümünü yapıp haritalanmasıyla da 1. Dereceden Sit alanı ilan ettirmiş, çok kısa süre içinde koruma altına almaya çalışmıştık. Bu kararlarla da mağaranın üzerine rastlayan Parlamenterler Sitesi villalarında 5 adedinin yıkımı gerçekleştirilebilmişti.
Ancak, ortaya çıkana kadar daha önceleri insan girişine kapalı bu mağarayı, 1. Derece Sit Alanı ilan ettirsek de koruyamadık ne yazık ki. Zaten patlatmalarla tahrip olmuş damlataş oluşumlar bir de meraklılar, defineciler, akvaryumcular, mağaracılar gibi kontrolsüz girişlerle daha da tahrip olmuştu. Yerleri kaplayan Pop-Corn (Patlamış Mısır) lar yok oldu, Perde ve Bayrak oluşumlar kırıldı, güzelim dikit ve sütunlar kırılarak yok edildi…
Vardığımızda, taş ocağı şantiyesinin tamamını doldurmuş binalar ile karşılaştık. Ve de içerden çıkartılmış kayaç ve de Sütunların sergilendiğini görmek de şaşkınlığımızı daha da büyüttü.
İçerden çıkartılan Sütun, Dikit damlataşlar ve kayaçlar dış ortam koşullarıyla aşınıp bozulacak şekilde sergilenmişler, ne yapsak bunları acaba der gibi.
Giriş ağzı üzerindeki oynar durumda, düşme-akma tehlikesi yaratan kayalar, Gabyon döşenerek sabitlenmiş. Bu güzel olmuş da girişe doğru, havaalanlarında girişlerdeki kontrol noktalarında yoğun kalabalığı düzenlemek için uygulanan sarmal yol döşemesini anlayamadık. Sonuna da döner turnikeler yerleştirilmiş. Birdenbire çok kalabalık geleceği düşünülerek 2-3 adet turnike.
Şimdi de sürünülerek girilen daracık ağzını heyhüla şekilde derinleştirip açarak ve içine metal yürüme parkuru döşeyerek bu hale getirmişler. Zeminin, rekreasyon alanının (mağara dışı ve içinde) tamamında yürüyüş alanlarının zeminle temasının kesilmiş olduğu ızgaralı döşeme iyi olmuş ama zemin yok olduktan sonra geçmiş ola.
Giriş ağzındaki çökmüş yığıntı kayalar çıkartılmış ve bunlar çıkartılırken de ağız derinleştirilerek açılmış. Devasa bir açıklık yaratılmış ve sürekli de açık bırakılmış. Ağzın sürekli açık tutuluyor olması mağaradaki damlataş oluşum sürecini durduran kuruluğa yol açıyor. Islaklık çok azalmış durumda.
Girişten itibaren çökmeleri engellemek için çelik profiller kolonlar yerleştirilmiş ve bunları kamufle etmek için üzerleri mağaraya özgü bir malzemeyle kaplanıp sütun görünümü verilmiş. Ayrıntılı bakılmaz ise fark edilmiyor. Bu güzel bir işçilik olmuş.
Çok yakından incelenmezse fark edilemeyecek kadar doğal sütun görünümü verilmiş ve sarkıt oluşumu için sarkan aparatlar eklenmiş ama, mağara nem kaybederse kristallenme olamayacak.
Aydınlatmada kullanılan lambalar LED türü ve çok ısı üretmiyor ama sürekli yanıyor oluşu hem kurumayı arttırırken hem de ileride yosunlanmalara yol açabilecek.
Büyük salondaki Gemi Salması şekilli kayaç duruyor ama etraftaki nemli çamurlu ıslak zeminlerden eser yok! Ayrıca salonun sol tarafındaki yüksek kütle üzerindeki sütunlar kırılmış, yoklar.
İçerde incelemelerimiz sürüyor iken sürekli kalabalık gruplar halinde ailecek gelmiş meraklı girişleri oldu. Biz içerdeyken giriş 20 sn boş kalmadı neredeyse. Turizme açıldıktan sonra da aynı düzeyde ilgi olur mu göreceğiz artık süreç içinde. Bu sırada içeride T24 ve 24 Saat Gazeteleri muhabiri Dicle Kavak Ekmekçi ile karşılaştık ve kendisine mağaranın özellikleri, turizm amaçlı yapılanlarla ilgili gözlem ve değerlendirmelerimizi ve ileriye dönük işletme önerilerimizi, zaman içinde kaybedilenleri ve tahribattan korunması için nelere dikkat etmek gerektiği konularında söyleşimiz oldu. Bu söyleşimizi 1 Şubat günü 24 Saat‘te çok güzel işlenmiş olarak sunmuş oldu. Bu duyarlılığı ve katkısından ötürü tekrar teşekkürler.
Mağaradan çıkıp, ilgili görevlilerle görüşüp ayrıldıktan sonra, mağara yakınındaki Antik Şarap İşliği kalıntılarını ve iddia edilen mağaranın diğer girişi olabilecek noktaların keşfine çıktık. Mağaranın diğer girişleri olabilecek ağızlar bulamadık ama mağaranın üstündeki kütlede yer alan Parlamenterler Sitesinin GB yönünde arka tarafında Tuluntaş Köyü ile aradaki yamaçta Şarap İşlik Kalıntılarını bulduk.
Toparlarsak, saptadığımız sorunlar ve işletme ve korumaya yönelik önerilerimizi şöyle özetleyebiliriz:
A) Olumluluklar:
> Mağara girişinin üzerindeki oynak, çökebilecek kayaçların sabitlenmesi ve Gabyon döşenip kaplanarak tehlikenin önlenmiş olması.
> Mağaranın zarar görebilecek alanlarına yürüyüş yolu döşenmemiş oluşu.
> Çökmeleri önlemek için yerleştirilen çelik kolonların üzerlerinin mağara malzemesiyle sıvanıp gizlenmesi.
> Zemine teması önleyecek şekilde ızgaralı ve mağarayı da kirletmeyen bir malzemeyle yürüyüş yollarının döşenmiş olması
B) Sorunlar:
> Mağaranın girişi olan ağız kısmında zemin çok alçaltılmış ve ağız çok fazla genişlemiş. Sürekli de açık olduğu için mağara ısı ve nem koşullarının değişmesine ve kurumalara yol açmakta.
> Girişe yakın girişten hemen sola devam eden sulu kol tamamen kurumuş durumda ve damlataş oluşumu yavaşlamış.
> Zemini kaplayan killi çamurlu malzeme çıkartılmış ya da temizlenmiş ya da biz gözleyemedik.
> Aydınlatma lambaları ısıveren özellikte değil LED türünde ama sürekli yanıyor. Hareket Sensörlü, otomatik açılma kapanma sistemi yok.
> Girişler rastgele ve sürekli oluyor, bir düzeni yok. Grupların başında bir rehber yok ve içerideki durum kontrol edilmiyor.
> Mağaraya girenler dışardaki kılık kıyafetle giriyor. Koruyucu olarak kask ve galoş vb giysi kullanılmıyor
C) Öneriler:
> Ziyaretçi girişlerinin rastgele ve sürekli olması yerine Rehber eşliğinde ve bilgilendirmeler yapılarak, gruplar halinde kontrollü bir şekilde yapılmalı. Rehberlik içinmağaracı kulüp ve dernek üyesi gençlerden yararlanılabilir yada bu amaçla gençler yetiştirilebilir.
> Mağara giriş ağzının kapalı kalacak şekilde, açılır kapanır kapı vb bir önlem alınmalı.
> Aydınlatma unsurları LED türde de olsa sürekli aydınlatma olmamalı, kuruma ve yosunlanma olmaması için sensörlü yada komitatörlü bir sistem kullanılmalı.
> Ziyaretçilere dışarda, koruyucu kask ve galoş giydirilmeli. Tavandan düşme ve çarpmalara karşı koruyucu olarak kask ve dış ortam kirliliğinin içeri taşınmaması için galoş giydirmek.
Hazırlayan: Birhan Altay